Berber Patrice
Patrice, Fransa da devrimci
toplulukların yaygın olduğu bir bölgenin ara sokağında berber ya da modern
adıyla kuaför işleten sıradan bir vatandaştı.
Patrice, Fransız devriminin ilk
filizlerinin atıldığı günden bir gün önceki geceye karısıyla cinsel ilişkiye
girmek amacıyla hazırlanıyordu. Bu hazırlık kimi çevreler tarafından aşırı,
kimisi tarafından ise ayıp olarak nitelendirilebilecek türden bir hazırlıktı.
Kendi mini bahçesinde üretmekte
olduğu bir takım bitkilerden çeşitli özler yapıyor, bal ile karıştırıp
içiyordu. Önceden bol bol temin ettiği fındıkları toz haline getirip bal ile
karıştırıyor ve büyük bir zevk ile mideye indiriyordu. Saat 15:00’den gece 01:00’e
kadar bitmek bilmeyen bir istekle çeşitli güçlendiriciler kullanmış ve nitekim
sonuçlarını da fazlasıyla almıştı. Salonun koltuğuna oturmuş iştahla evin giriş
kapısına bakıyor, karısının işten geliş anını tahayyül etmeye çalışıyor ve
bundan da haz duyarak sıcak sıcak terliyordu. Saat 01:31 sularında kapıda
anahtar sesleri duyulmaya başlandı. Kapı açıldığında gelenin güzel karısı Madeline
olduğunu anladı. Bir takım aktivitelere çoktan hazır olan Patrice, üzerine
cinsel hayatına renklilik katmak amacıyla giydiği polis kıyafeti ile birlikte
karısına doğru yönelip konuyu açarken cümle kullanmadı. Beden dilinin ne kadar
etkili bir silah olduğunu biliyordu. Tam beden dilinin döndüğü kadarıyla
anlatmaya başlayacaktı ki Madeline sendelemeye başladı. Madeline akşam
yemeğinde yediği bir yemekten zehirlenmiş olacaktı ki daha kapıdan girer girmez
yere yığıldı. Patrice karısının muhtemelen her zaman ki gibi – kendisinin
ismine tansiyon dediği hastalıktan- bayıldığını sanmış ve yine her zamanki gibi
5 dk içinde uyanabileceğini hesaplamıştı. Aradan geçen 13 dakikaya ve tüm
çabalarına rağmen ayılmayan karısıyla uğraşacak libido seviyesinde olmadığı
için ve şu sıralar beyni tarafından yönetilmediği için kendini sokağa atıp
bulduğu ilk şey ile libidosunu mevsim normallerine indirmeyi hedefledi. Patrice
karısının üzerine basacak kadar büyük bir hiddetle kendini dışarı attı. Bu
enerjiyi mutlaka atması gerekmekteydi. Sokağın bir tarafında gruplaşmış bir
topluluk gördü. Onların isyancılar olduğunu düşündü ve ters yönde yürümeye
başladı. Köşeyi dönerken karşısına kadın sokak zaptiyesi çıktı. Kadını kolundan
yakalayan Patrice üzerindeki polis üniformasından aldığı yetki ile kadına
direktifler veriyor ve kendisiyle birlikte gelmesi için telkinlerde
bulunuyordu. İsyancıların bulunduğu sokakta iki bina arasındaki karanlık bir
bölmeye getirdiği zaptiyeci kadına defalarca tecavüz eden Patrice libidosunun
verdiği izinle kısa bir süre düşünmeye başladı. Tam o sırada isyancılar polis
ile çatışmaya başladı. Patrice korku içinde delil bırakmama gayesi güderek
cebinden çıkardığı beyaz bir mendil ile kendisinin ve kadının organını sildi.
Yansıyan ışığa doğru tuttuğu mendilin üzerinin kıpkırmızı olduğunu gördü. Kadın
bakire çıkmıştı. Kendinden ilk kez utandı Patrice, sanki şuana kadar ki her şey
normalmiş de kadının bekaretinin bozulması kocaman bir ayıpmış gibi düşündü.
Patrice bu düşünceleri kafasında tekrar ederken polisler etrafını sardı ve onu
yakaladı.
Bilgi: Patrice Oliviera, Fransız
İhtilalinde kan döken ilk eylemci olarak tarihe geçmiş ve yargılanmıştır.
Ahmet Akdemir
16.02.2016
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil