29 Nisan 2017 Cumartesi

Bir Kadına Bağımlı Yaşamaktansa






Ölmeyi ister adam, 
yaşamaktansa bir kadına bağımlı. 
Ani bir sillede beyni yerinden çıkacak. 
Yazık adama. 
Usulünü bilmeyen yalak bir kedi gibi. 
Saçlarında avare kadının. 
Yazık adama. 
Hayran olduğu tek ses bir şamar. 
Bir şamar, işte bir şamar daha adama. 
Ölmeyi ister adam 
Bir kadına bağımlı yaşamaktansa. 

Kemiriyor kemiklerimi inceden bir saz sesi. 
Alt komşu sanat düşmanı. 
Tırmalıyor çatıyı. 
Sevdanın kokusu siniyor örümceklerin ağlarına. 
Bakkal yan bakıyor, erik ağaçlarına. 
Sevgiye ihtiyar bir kadına aşık oluyor adam. 
Bahtına sıçarcasına. 
Uzun yolların, dile gelen şarkıları. 
Ölmeyi istiyor adam. 
Bağımlı yaşamaktansa bir kadına.

 Osman Erdal

28 Nisan 2017 Cuma

İstemem Eksik Olsun



Edmond Rostand'ın Cyrano de Bergerac adlı eserinden





Demek istediğim; asalak bir sarmaşık olma sakın. 
Varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar, 
Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?






27 Nisan 2017 Perşembe

İşçi Çocuk





Kalkıyor şehirden bir vapur. 
Çıplak bahtına semtimin. 
Bir güvercin yuva yapmış, 
Tepesine, tahtadan bozma evin. 
Şarkılar söylenir, bahara yakın mevsim. 
Kapıdan baktırıyor sevdan. 
Donuyor ellerim. 

Hüzün baharı sevmez Şair dostum. 
Ağlamak içten bile değil. 
Vapur yüklenmiş kara kara sevda. 
Toprağı deliyor bir işçi 
Ağlamaklı olur kadın. 
Doğurunca çocuğunu işçi..

Osman Erdal

24 Nisan 2017 Pazartesi

Kardeşim Ahmet, Kardeşim Çağatay, Kardeşim Orçun.








Bir gün birbirimizi özleyebilmek dileği ile. 


Unutmak için yazıyorum. 
İçimde biriktirdiğim tüm yaşanmışları. 
Biliyorum.
Bende olduğu sürece bu komünizm sevdası. 
Hiç bir vakit konu olamayacak şiirlerim. 
Kitaplarına milli eğitimin 
Bu ahvale darılmasın şiirlerim. 
Biliyorsunuz, çıkamayacağız hiç bir zaman. 
Basamaklarına kariyerin.

Bir gün ya kırlaşmış olacak saçlarım. 
Ya dökülmüş, dedem Osman gibi. 
Vakit o zamanda yetmeyecek bizlere 
25. saati arayacağız yine Hürriyet caddesinde. 
Yine yürüyeceğiz Yenişehir'in karlı, yapraklı, çiçekli caddesinde. 
Bir gazete yapraklarına sarılı gezeceğim sizi. 
Tam yeri altında kolumun. 

Bilemem o zamanı. 
Sahiplenmiş olur muyum. 
Yenişehir'in erik bahçelerini. 
Zannediyorum koymaz bana 
Hürriyet caddesindeki emekli hallerim. 
Çok vakit geçmemiş olacak bu günden Dostum Zenginin ölümü 
Az evvel haber geldi ağırlaşmış Çağatay'ın durumu. 

Unutmak için yazıyorum 
İçimde biriktirdiğim tüm yaşanmışları 
Korkuyorum. 
Bir süre sonra çürük kokar içim. 
Hatırlamamak için yazıyorum. 
Yirmili yaşların baharında. 
Bisikletle dolaştığım şehri. 
Artık kalmadı ömrümün ne yenisi nede şehri. 

Bak bu ölüm ağrısı. 
Tuttu bizi çatı katında. 
Her gece oturup bekliyorum seni Azrail. 
Bu genç yaşımda. 
Erkencisin 
Çat kapı geldin sormadan 
Bütün baharları hesap ettin 
Bu kış olacak değildi sonun 
Söyle Azrail nerede kardeşim Ahmet, kardeşim Çağatay, kardeşim Orçun. 


Osman Erdal

Berber Patrice



Berber Patrice






Patrice, Fransa da devrimci toplulukların yaygın olduğu bir bölgenin ara sokağında berber ya da modern adıyla kuaför işleten sıradan bir vatandaştı.
Patrice, Fransız devriminin ilk filizlerinin atıldığı günden bir gün önceki geceye karısıyla cinsel ilişkiye girmek amacıyla hazırlanıyordu. Bu hazırlık kimi çevreler tarafından aşırı, kimisi tarafından ise ayıp olarak nitelendirilebilecek türden bir hazırlıktı.
Kendi mini bahçesinde üretmekte olduğu bir takım bitkilerden çeşitli özler yapıyor, bal ile karıştırıp içiyordu. Önceden bol bol temin ettiği fındıkları toz haline getirip bal ile karıştırıyor ve büyük bir zevk ile mideye indiriyordu. Saat 15:00’den gece 01:00’e kadar bitmek bilmeyen bir istekle çeşitli güçlendiriciler kullanmış ve nitekim sonuçlarını da fazlasıyla almıştı. Salonun koltuğuna oturmuş iştahla evin giriş kapısına bakıyor, karısının işten geliş anını tahayyül etmeye çalışıyor ve bundan da haz duyarak sıcak sıcak terliyordu. Saat 01:31 sularında kapıda anahtar sesleri duyulmaya başlandı. Kapı açıldığında gelenin güzel karısı Madeline olduğunu anladı. Bir takım aktivitelere çoktan hazır olan Patrice, üzerine cinsel hayatına renklilik katmak amacıyla giydiği polis kıyafeti ile birlikte karısına doğru yönelip konuyu açarken cümle kullanmadı. Beden dilinin ne kadar etkili bir silah olduğunu biliyordu. Tam beden dilinin döndüğü kadarıyla anlatmaya başlayacaktı ki Madeline sendelemeye başladı. Madeline akşam yemeğinde yediği bir yemekten zehirlenmiş olacaktı ki daha kapıdan girer girmez yere yığıldı. Patrice karısının muhtemelen her zaman ki gibi – kendisinin ismine tansiyon dediği hastalıktan- bayıldığını sanmış ve yine her zamanki gibi 5 dk içinde uyanabileceğini hesaplamıştı. Aradan geçen 13 dakikaya ve tüm çabalarına rağmen ayılmayan karısıyla uğraşacak libido seviyesinde olmadığı için ve şu sıralar beyni tarafından yönetilmediği için kendini sokağa atıp bulduğu ilk şey ile libidosunu mevsim normallerine indirmeyi hedefledi. Patrice karısının üzerine basacak kadar büyük bir hiddetle kendini dışarı attı. Bu enerjiyi mutlaka atması gerekmekteydi. Sokağın bir tarafında gruplaşmış bir topluluk gördü. Onların isyancılar olduğunu düşündü ve ters yönde yürümeye başladı. Köşeyi dönerken karşısına kadın sokak zaptiyesi çıktı. Kadını kolundan yakalayan Patrice üzerindeki polis üniformasından aldığı yetki ile kadına direktifler veriyor ve kendisiyle birlikte gelmesi için telkinlerde bulunuyordu. İsyancıların bulunduğu sokakta iki bina arasındaki karanlık bir bölmeye getirdiği zaptiyeci kadına defalarca tecavüz eden Patrice libidosunun verdiği izinle kısa bir süre düşünmeye başladı. Tam o sırada isyancılar polis ile çatışmaya başladı. Patrice korku içinde delil bırakmama gayesi güderek cebinden çıkardığı beyaz bir mendil ile kendisinin ve kadının organını sildi. Yansıyan ışığa doğru tuttuğu mendilin üzerinin kıpkırmızı olduğunu gördü. Kadın bakire çıkmıştı. Kendinden ilk kez utandı Patrice, sanki şuana kadar ki her şey normalmiş de kadının bekaretinin bozulması kocaman bir ayıpmış gibi düşündü. Patrice bu düşünceleri kafasında tekrar ederken polisler etrafını sardı ve onu yakaladı.
Bilgi: Patrice Oliviera, Fransız İhtilalinde kan döken ilk eylemci olarak tarihe geçmiş ve yargılanmıştır.

 Ahmet Akdemir
16.02.2016